• Haberler
  • Genel
  • TBMM Deprem Araştırma Komisyonu Raporunda Çarpıcı Tespitler

TBMM Deprem Araştırma Komisyonu Raporunda Çarpıcı Tespitler

TBMM Deprem Araştırma Komisyonunun taslak raporunda, binaların depreme dayanıklılık belgelerinin oluşturulması, oluşturulacak bina barkodlarının tapuda yer alması sağlanarak evalım satım ve kiralama süreçlerinde ev sahiplerinin bu belgeleri beyan etmesinin zaruri hale getirilmesi önerildi.

          TBMM Deprem Araştırma Komisyonunun taslak raporunda, binaların depreme dayanıklılık belgelerinin oluşturulması, oluşturulacak bina barkodlarının tapuda yer alması sağlanarak ev alım satım ve kiralama süreçlerinde ev sahiplerinin bu belgeleri beyan etmesinin zaruri hale getirilmesi önerildi.
 
       Kahramanmaraş Merkezli Depremlerin Sonuçlarının Bütün Yönleriyle Araştırılması, Depreme Dirençli Yapı Stokunun Oluşturulması ve Kentsel Dönüşüm Uygulamalarının Etkinliğinin Artırılması İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, hazırladığı taslak raporu, üye milletvekillerine gönderdi.

         Raporda, afetlerin yönetiminde iletişimin kesilmesi anında ihtiyaç duyulan iletişimin sağlanabilmesi için Jandarma Entegre Muhabere Bilgi Sistemi'nin (JEMUS) görev alan bütün kurumlarca kullanılmasının sağlanması önerildi.

        Madencilerin arama kurtarma faaliyetlerinde vazife almasının önemine değinilen raporda, madencilerin AFAD organizasyonunda bir yapıya entegre edilmesiyle ulusal müdahalenin planlanması gerektiği kaydedildi.

        Afetlere yönelik yeni kanunlar çıkarılması görüşüne yer verilen raporda, Türkiye Heyelan Haritası, Diri Fay Haritası, Tıbbi Jeoloji Risk Haritası, Obruk Risk Haritası, Çığ Tehlike Haritası gibi tehlike ve risk haritalarının hazırlanması ve bunların sürekli güncellenmesi istendi.

        Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanlığının Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçilmesiyle birlikte İçişleri Bakanlığına bağlandığı hatırlatılan raporda, "Risk yönetiminde kurumun daha güçlü bir yapıya sahip olması gerekmektedir. Risk azaltma odaklı bir afet yönetim sisteminin kurumsal yapılanması yeniden düzenlenmeli; Afet, Acil Durum ve İklim Değişikliği Bakanlığı adıyla bir bakanlık kurulmalı." ifadelerine yer verildi.
 
       Raporda ayrıca, kurulacak Afet, Acil Durum ve İklim Değişikliği Bakanlığı bünyesinde bir koordinasyon birimi kurulması ve bu birim vasıtasıyla ülke üst yapı ve altyapısının afetlere hazırlık seviyelerinin sürekli kontrol edilmesi teklif edildi.

        Raporda, 1985 yılında yürürlüğe giren ve "Amaç başlığı altında dahi afet güvenliğini göz ardı ettiği" belirtilen İmar Kanunu'nun bugünün şehircilik, planlama, yapı üretim ve denetim hizmet ihtiyaçlarına cevap veremez halde olduğu ifade edildi. Yasanın ulusal afet mevzuatıyla da kopuk olduğu vurgulanan raporda, "Yeni bir imar kanunu çıkarılmalı." denildi.

         Yapı Denetimi Hakkındaki Kanun'un 20 yılı aşkın süredir yapılan uygulama neticelerine bakıldığında, yapı üretim ve denetim süreçlerinin tekrar düzenlenmesi gerektiği tespitine yer verilen raporda, "Yapı Üretim ve Denetim Kanunu"nun çıkarılması önerildi.

         Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Belediye Kanunu'nun 73. maddesinin tek kanun olarak düzenlenmesi gerektiği belirtilen raporda, kentsel dönüşüm projelerinin afet odaklı olarak hayata geçirilmesini sağlayacak, sosyal boyutu güçlendirilmiş, karar süreçleri katılımcı olan, ekonomik desteklere sahip, jeolojik olarak riskli alanlar dışında yerinde dönüşümü benimsemiş yeni bir kentsel dönüşüm ve yenilenme kanununun hazırlanması istendi.

        Raporda "Bu kanun kapsamında, parsel ve/veya bina bazlı dönüşüm yerine, alan/ada bazlı dönüşüm modellerinin oluşturulmasına yönelik kanuni düzenlemeler yapılmalı; altyapısı, sosyal donatısı, tabii çevre ile bütünleşik dönüşüm yaklaşımları benimsenmeli." ifadelerine yer verildi.

        Raporda, deprem ve diğer afetler açısından yüksek riskli alanlardaki büyükşehir belediyeleri ve il belediyeleri bünyesinde "Afet ve Risk Azaltma Daire Başkanlığı", "Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı", ilçe belediyelerde ise "Afet ve Risk Azaltma ve Kentsel Yenileme şube müdürlükleri" kurulmasının mecburi hale getirilmesi tavsiye edildi.

        Binaların periyodik muayenesine yönelik mevzuatın hazırlanması gerektiği belirtilen raporda, "Bu kapsamda yapı denetime tabi yapıların 5 yıl, yapı denetime tabi olmayan yapıların 2 yıl içerisinde periyodik muayenesinin yapılması gerekmektedir. Muayene şartlarını sağlamayan yapılar güçlendirilmeli veya yıkılmalı." denildi.

        Raporda "kentsel dönüşüm kanunu" olarak bilinen 6306 sayılı "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'un uygulanmasına ilişkin işlemlerle ilgili açılan davaların öncelikle görüşülüp karara bağlanması için ihtisas mahkemelerinin kurulması ve bu mahkemelerde hakim yardımcısı olarak mühendis, mimar, şehir plancısı gibi uzman teknik personelin istihdam edilmesi istendi.
         Kentsel dönüşüm kapsamında yapılan yapıların müteahhit tarafından yarım bırakılmaması gerektiği vurgulanan raporda, dönüşüm yapacak müteahhitlerin kriterlerinin ayrıca düzenlenmesi ve müteahhitlerde mali yeterlilik aranması önerildi.

        Dönüşümde en önemli aktör olan müteahhitlik sektörünün disipline edilmesi gerektiğinin altı çizilen raporda, sektör temsilcilerinin sicillerinin tutulması ve üyelerinin müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak için Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) bünyesinde Müteahhitler Odasının kurulmasına ilişkin düzenleme yapılması tavsiye edildi.

          Kentsel dönüşümün teşvik edilmesi amacıyla mülk sahiplerine verilen faiz desteği oranı ile kredi miktarının artırılması ve kredi vadesinin uzatılmasının yerinde olacağı anlatılan raporda, kentsel dönüşümde, güçlendirmeye ilişkin de ilave destekler sağlanarak güçlendirme seçeneğinin teşvik edilmesi gerektiği kaydedildi.

           Tabii afet sigortasına diğer tabii afetlerin eklenmesi gerektiği ifade edilen raporda, kırsal kesimdeki konutlar ile tamamı ticari ve sanayi maksatlı kullanılan yapıların da sigorta kapsamına dahil edilmesi istendi. Raporda, "Depremde yıkılan veya ağır hasarlı olup yıkım kararı alınan konutlar için tabii afet sigortası poliçesine sahip hak sahiplerinin iade alacakları teminat tutarlarının, hak sahibinin konut borçlanmasına mahsup edilmesi sağlanmalı." önerisi yer aldı.

         Yapı denetiminin çok daha sıkı uygulanmasının gerekliliği vurgulanan raporda, uygun olmayan yapı yapanlara ve izin verenlere cezai yaptırımların artırılması istendi.
 
         Raporda, belediyelere itfaiye ile birlikte arama kurtarma ekiplerini de kurma sorumluluğu verilmesi istendi.

        Bedelli askerliğe ilişkin önerilere de yer verilen raporda, "Bedelli askerlik yapan askerlerin arama kurtarma eğitimleri alarak sertifikalandırılması" görüşüne yer verildi.

         Raporda, Türkiye'deki tüm madencilerin arama kurtarma faaliyetlerinde yer alması için akredite edilerek görevlendirilmesi ve özlük haklarına bu görevlendirme karşılığının eklenerek deprem anında vazife almalarının sağlanması teklif edildi.

       Raporda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının daha etkin olması için şehircilik, mahalli idareler, kentsel dönüşüm ve imar konularına daha fazla odaklanması gerektiği ifade edilirken bu sebeple çevre ve iklim değişikliği kısmının başka bir bakanlığa bağlanmasının daha faydalı olacağı vurgulandı.

         Raporda, afete maruz bölge kararı alınan alanlarda, diri fayların sakınım zonlarında ve donatı alanlarında kalan kamu binaları öncelikli olmak üzere mevcut binaların rezerv yapı alanlarına taşınması önerildi.

       Türkiye'de nüfusun yüzde 90'dan fazlasının kentlerde yaşadığına işaret edilen raporda, bu durumun aşırı kentleşme veya çarpık kentleşme risklerinin ortaya çıkmasına yol açtığı kaydedildi. Raporda, nüfusun kentlerde yoğunlaşmasının azaltılabilmesi için köylerin daha yaşanabilir hale getirilmesi gerektiği görüşüne yer verildi.

        Binaların depreme dayanıklılığını gösteren sistemlerin yeterli seviyede olmadığı belirtilen raporda, "Binaların zemini, beton özellikleri ve diğer unsurları dikkate alınarak oluşturulacak puantaja göre depreme dayanıklılık belgeleri oluşturulmalı ve barkod esaslı sistemle kaydedilmeli. Oluşturulacak bina barkodları tapuda yer almalı, ev alım satım ve kiralama süreçlerinde ev sahiplerinin bu belgeleri beyan etmesi zaruri hale getirilmeli." önerisinde bulunuldu.

           Kahramanmaraş merkezli depremlerin ilk 24 saatinde arama kurtarmada ekipman ve araç gerecin yetersiz kaldığı ifade edilen raporda, afet bölgelerinde, mahalle bazında muhtarlıklarda veya benzeri yerlerde küçük depolarda alet edevat depolanması istendi. (Birlik Haber Ajansı-BHA)

Bakmadan Geçme