Düşlerin Kanadında Bir Yolculuk: Süheyla Yıldız'la Şiir Tadında Bir Sohbet

          Kaleminin ucundan dökülen dizelerle ruhlara dokunan, sözcükleriyle hayalleri kanatlandıran bir isim Süheyla Yıldız…

         Eğitimci kimliğinin yanı sıra, duygu dünyasının derinliklerinden gelen şiirleriyle edebiyat severlerin gönlünde taht kuran Yıldız, "Düş ve Kanat" serisinin 4. ve 5. kitaplarıyla yeniden okurlarıyla buluştu.

Bu Habere de Bak

Sancaktar Abdulvahap Gazi Kültür ve Eğitim Derneği’nden Anlamlı Buluşma

          Malatya Derin Haber'de samimi açıklamalarda bulunan Ankara'da Malatya Sivil Toplum Örgütleri Federasyonu MASTÖF Genel Başkanı Battal Yıldız'ın eşi Eğitimci yazar Süheyla Demirci Yıldız ilhamını, yazma serüvenini, şiirin yaşamındaki yerini ve yeni kitaplarının ruhunu bizlerle paylaştı. Bu özel röportajda, kelimeler yalnızca konuşmadı; adeta bir şiire dönüştü…

“Her Şiir Bir Yolculuk, Her Dize Bir Nefes”

Ruhun derin kıyılarından süzülen dizeler…

Bir öğretmenin sabrıyla, bir şairin sezgisiyle yoğrulmuş kelimeler…

        Süheyla Yıldız, şiiri sadece yazmıyor, yaşıyor adeta. Yeni çıkan Düş ve Kanat serisinin 4. ve 5. kitapları, onun iç dünyasının ve hayal gücünün ince bir yansıması.

          “Şiir, benim için sessizliğin sesidir” diyor Yıldız ve ekliyor: “Her insanın içinde saklı kalan bir cümlesi vardır, ben o cümleleri şiire dönüştürüyorum.” Süheyla Yıldız’a göre her şiir, bir iç muhasebe, bir ruh çözümlemesi…

            İlhamını doğadan, hayattan, öğrencilerinden ve kendi iç yolculuğundan alıyor. Kalemini en çok duygular besliyor, sessizlik büyütüyor, zaman ise olgunlaştırıyor.

           “Bir çocuğun gülüşü, bir annenin gözyaşı, bir öğrencinin duası… Hepsi bir dize olabilir eğer yürek duymaya hazırsa.”

         Şiirin hayata kattığı zarafeti, insan ruhunu onaran yönünü ve her dizede saklı bir umudu dile getiren Yıldız okurlarına da şu mesajı veriyor:“ Şiir okumaktan korkmayın. Çünkü şiir, insanın kendisine açılan en güzel aynadır.”

Eğitimci Yazar Süheyla Yıldız ropörtajı

1.Şiir yazmaya ne zaman ve nasıl başladınız?

        Kendimi bildiğimden bu yana yazıyorum, okumak yazmak benim için yemek içmek gibi günlük hayatımın bir parçası oldu. Yazdıkça insanın kalemi de gelişip olgunlaşıyor, kendi evrimini gerçekleştiriyor.

         Babam, ilkokul 4. sınıfta bana madem şiir seviyorsun deyip Nazım Hikmet'in şiir kitabını almıştı. Önceleri yayınlamak için değil sadece kendim için yazardım, ailem ve arkadaşlarım bilirdi ancak çok sonraları kitlelerle paylaşmaya karar verdim.

2.Şiir sizin için ne ifade ediyor?

         Şiir kendimi ifade edebildiğim, sözcüklerin alışılmış anlamın ötesine geçerek içine dünyalar hayatlar sığdıracak kadar genişlediği bir alan. Az sözle çok şey anlatma sanatı. Anlamın duygu ve estetikle buluştuğu ifade şekli.

        Yaşamın kendisi şiirdir ve benim bu hayata söyleyecek sözüm var. Şiirlerin çok katmanlılığı, birçok anlamı derinlerinde barındırma hali beni büyülüyor.

3. İlham kaynaklarınız nelerdir?

           Hayat zengin bir deneyim alanı sunuyor insana. Özellikle topraklarımızın kültürel, tarihsel ve duygusal zenginliği, yaşadığım, gözlemlediğim, okuduğum, etkilendiğim her durum, bazen bir sözcük ya da anlık bir görüntü bile çok yoğun duygular uyandırabiliyor.

         Güçlü sezgilerimle çevremi empatik duygularla deneyimliyorum bu da diğer insanların iç dünyalarını daha iyi anlamamı sağlıyor. İnsan hayata dair her veriyi duygu olarak kaydediyor. Bu kadar yoğun duygu çeşitliliği içerisine içe bakışta dış dünya gibi şiirin kaynağını oluşturuyor.

           İyi bir kitap okuyucusuyum, günlük olarak mutlaka okuyup yazmaya zaman ayırıyorum. Okumak diğer insanların dünyalarını keşfetmemi sağlıyor. Sanatın diğer alanlarında olduğu gibi benim şiirlerim de yazıldıktan sonra okuyucunun bakış açısıyla tekrar tekrar yeniden yazılır ve anlaşılır. Aynı şiir tekrar okunduğunda ilk fark edilen anlamdan farklı farklı anlamlara ulaşılır.

4.Sizin için şiir bir duygu boşalması mı bir zihin çalışması mı?

           Bana göre duygu ve zihin bir kuşun iki kanadı gibi. Şiir ikisinin de ötesine geçtiğiniz bir uçma hali. Bazen sözcükler nerden geldiğini bilmediğim bir şekilde akıyor, bazen de ifade etmek istediğim duygu, durum ya da olguyu en iyi nasıl ifade edebilirim diye üzerinde çalıştığım, sözcük ya da sözcük öbeği aradığım zihinsel bir süreç.

         Her iki durumda da zihin ve duygu iç içe geçmiş durumda. Diğer sanat dallarında olduğu gibi yeteneğinin olması tek başına yeterli değil çaba ve çalışmak gerekiyor.

5.Başka hangi sanat dallarıyla ilgileniyorsunuz?

          Şiirin yanı sıra çocuklar ve yetişkinler için öyküler yazıyorum. Edebiyatın dışında aynı zamanda yağlı boya resimler yapıyorum. Resim ve sanat tarihi ilgilendiğim, takip ettiğim alanlar. İyi bir sinema ve tiyatro izleyicisiyim.

6. Etkilendiğiniz şair ve yazarlar var mı?

            İnsanın bireysel dünyası ve toplumsal konularda yazdığım serbest vezindeki şiirlerimde özgün iç sesime sadık kalmaya gayret ediyorum. Nazım Hikmet, Orhan Veli, İkinci Yenilerden Turgut Uyar, Edip Cansever, Cemal Süreya günümüz şairlerinden Murathan Mungan, Şükrü Erbaş, Ahmet Telli gibi okumayı sevdiğim şairlerimizin yanı sıra yeni şairlerimizin eserlerini de takip etmeye çalışıyorum.

            Şiirde çevirinin anlamın derinliğini tam karşılamadığını düşünsem de dünya edebiyatından Rilke, Dante, Aragon, Neruda, Furuğ Ferruhzad, Mahmut Derviş gibi şairleri okumaktan keyif alırım. Ursula Le Guin, Virginia Woolf, Julia Cortazar, Calvino, Nobakov, Borges, Dostoyevski okuyucusuyum.

7.Şiir okuruna mesajınız ne olur?

          Sanat, insanın çağını anlamasının, anlatmasının en güçlü ve kalıcı yoludur.  Her şeyin çok hızlı yaşandığı çağımızda duygularımızı anlamanın ve ifade etmenin en etkili araçlarından biri olarak şiir yaşamın damıtılmış konsantre halidir.

        Bu haliyle şiir tam da zamanımızda çok daha fazla okunmalı. Özelikle bir kadın duyarlılığı ile dile getirdiğim şiirlerimin daha çok yüreğe dokunması ve çağımızın sesi olarak duyulması ise dileğimdir.