Sendika üyesi Mehmet Sevim'den Hüseyin Söylemez'e Açık Mektup

Malatya Eğitim Bir-Sen Üyesi Mehmet Sevim' Sendika Kendine Emek Verenlere Bu Şekilde Bir Karşılık Vermemeli. Kibir dağlarından ovaya inip nefsinizi ayağınızın altına alın ve şahsileştirdiğiniz bu karardan dönün' dedi.

PAYLAŞ
Malatya Derin Haber - Kayhan İNCEOĞLU

           Malatya Eğitim Bir-Sen Üyesi Mehmet Sevim“  Sendika Kendine Emek Verenlere Bu Şekilde Bir Karşılık Vermemeli. Kibir dağlarından ovaya inip nefsinizi ayağınızın altına alın ve şahsileştirdiğiniz bu karardan dönün” dedi.

         Eğitim Bir-Sen Malatya İl Başkanı Hüseyin Söylemez’e açık mektup yazan Sendika üyesi eğitimci Mehmet Sevim sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla sert bir dille eleştirerek” usul yanlışlığına” dikkat çekti.

           Sendika Üyesi Mehmet Sevim yaptığı açıklaması şöyle; 

“ Hüseyin Söylemez'e Açık Mektup”

       Sendikalar, sivil alanın temsilcisi olarak ortaya çıkmış bir yandan üyesinin özlük haklarını korumaya ve geliştirmeye çalışırken bir yandan da üyesine bir özgürlük alanı açma mücadelesi vermektedir.

        Sendikalar bir tüzüğe bağlı yönetilirken aynı zamanda o sendikayı diğerlerinden ayıran değerlere de bağlı kalınması gerekir. Kurucu genel başkanımız Mehmet Akif inan: ‘’ İsterse inancı benim inancımın tam zıddı olsun. Ben ona da hayat hakkı tanınmasının kavgacısıyım. ’’ diyerek sendikal anlayışının temeline özgürlük ve demokrasiyi koymuştu.  

        Malatya Eğitim Bir Sen 1 Nolu şube ise; depremden en çok etkilenen ilçelerimizden biri olan Doğanşehir’in seçilmiş delegelerinden oluşan ilçe yönetiminin iki üyesinin sendika başkanına yönelttiği eleştiriler üzerine: ‘’ Ya bu  iki arkadaş istifa etsin ya yönetim olarak topluca istifa edin ya da ben sizi görevden alacağım.’’ tehdidini savurur. Sayın başkan üye haklı veya haksız deprem zamanında sizi yanında görmek istemiş kendince de hayal kırıklığı yaşamış olabilir. Ayrıca size yapılan eleştiri kişiliğinize olmayıp sendikacılığınıza yapılmış. Sayın başkan siz Eğitim Bir Sen şube başkanı olarak bu eleştirilere açık olmalısınız. 

        Habertürk ana haber sunucusu Mehmet Akif Ersoy depremzedelerle ilgili olarak: ‘’ Depremzedelerin kalbi naz makamıdır. ‘’ diyordu. Her yöneticinin kulağına küpe olması gereken Şeyh Edebalı’nin Osman Gazi’ye söylediği nasihatleri okumanızı tavsiye ederim. Bu ilin en büyük STK başkanı olarak bunu bilecek ve deprem sürecinde gelecek eleştirileri bu minvalde değerlendirecek olgunlukta olmanız gerekirdi. Ancak siz bunu bir fırsata çevirip seçilmiş yönetime bir darbe yapma yolunu seçtiniz. İlçe yönetiminin bazı üyelerinin istifa etmesini fırsat bilerek yeni bir yönetim atama yolunu seçtiniz. 

       Sayın başkan siz daha Malatya’da yokken İsmet başkan Doğanşehir’de bu  sendikaya hizmet ediyordu. Sendika kendine emek verenlere bu şekilde bir karşılık vermemeli.   Kurucu genel başkanımız rahmetli Akif İnan’ın, ‘Bütün giysileri yırtsak yeridir, yeter bize vefa elbiseleri’ dizelerindeki gibi vefayı öncelemeniz gerekirdi. 

       Sayın başkan; sendikalar sivil oluşumlardır ve burada eleştiri doğal bir haktır. Siz hala bürokrasideki günlerinizde kaldınız. Üye silsileyi takip edecek, sendika şube başkanı eleştirilmeyecek bu resmi kurumlar için geçerlidir sendikalar için değil. Genel başkan Ali Yalçın’ın paylaşımlarının altındaki yorumları okuyun isterseniz. Siz herhalde onun yerinde olsaydınız sizi eleştiren her üyeyi disiplin kuruluna sevk ederdiniz. 

      Sayın başkan, bu zor günlerde keşke Doğanşehir’e nasıl bir faydam olur diye düşünüp ona göre hareket etseydiniz. Seçilmiş bir yöneyimi alaşağı edip atanmış bir yönetimi iş başına getirmek üyeler nezdinde bir kafa karışıklığına yol açacak ve sendikanın güç kaybetmesine vesile olacaktır.

        Ayrıca Doğanşehir küçük bir yer ve bu insanlar her gün yüz yüze bakıyor. Yaptığınız bu hamle ile oradaki çalışma barışını da bozmuş oluyorsunuz. 

       Sayın başkan siz Emekli oldunuz diye sendika sizinle beraber bitmeyecek. Sendika sizden önce var olduğu gibi sizden sonra da var olmaya devam edecek. Siz sendikadaki görevinizi bıraktığınızda birbiriyle barışık bir teşkilat kalsın geride. Siz sendika başkanı olarak eleştirilerden beri değilsiniz. Kibir dağlarından ovaya inip nefsinizi ayağınızın altına alın ve şahsileştirdiğiniz bu karardan dönün. 

        Her ne kadar tüzük yönetim kuruluna bu yetkiyi vermiş olsa bile İsmet Başkan ve yönetiminin Doğanşehir’de deprem sürecindeki ve öncesindeki emekleri dikkate alınmalıydı.  Buradaki usul yanlıştır.
 

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN